11 Şubat 2017 Cumartesi

Yıldızlı Gece (Van Gogh)


Şimdi de Van Gogh 'un başka bir çizimini deneme çalışmamla sizlereyim. İnternette araştırırken bu tablonun gizemli bir tablo olduğunu matematiksel bir öneminin olduğunu öğrendim. Çizimimi sizlerle paylaşmadan önce bu araştırmayı paylaşmak istiyorum. 
















kaynak ; Onedio

Vincent van Gogh’ın ölümünden bir yıl önce 1889 yılının Haziran ayında yaptığı meşhur “Yıldızlı Gece” tablosu dâhi sanatçının en büyük yapıtlarından biri olduğu gibi, aynı zamanda tüm Batı resim tarihinin de en önemli eserlerinden biri konumundadır.















2004 yılında ise Hubble Uzay Teleskobu kullanılarak gerçekleştirilen gözlemler, uzak yıldızların dönen gaz ve toz bulutları tarafından çevrelendiğini ortaya çıkarmıştır.















"Peki bunun Van Gogh'un eseriyle ne ilgisi var", diye sorduğunuzu düşünüyorum. Şöyle ki, astronomlar, bu bulutların görüntü ve hareketlerinin esrarengiz biçimde Vincent van Gogh'un “Yıldızlı Gece” tablosuna benzediğini iddia ediyorlar!

Bilim insanları sanatçının eserlerinin gerçekte yapılan keşif ile nasıl bir bağlantısının olabileceğini araştırmaya başladılar ve Van Gogh'un birçok resminde “çalkantılı akışkan yapıların” ayrı bir desen olduğunu ortaya koydular.















Yani, Hollandalı ünlü ressam Fransa'da bir akıl hastanesindeyken bilimdeki en karmaşık ve zor kavramlarından birini kavradı: Türbülans















Akışkanlar dinamiğinde, türbülans büyük ya da daha küçük ölçekli yapılar oluşturmak, geliştirmek vs. için şiddetli bir bozukluğu olan akışı tanımlamak adına kullanılan bir terimdir.















Bu bağlamda bir örnek verecek olursak, türbülanslar bulutların oluşmasına neden olur.

Düşünün: Bundan 100 küsur yıl önce, psikolojik olarak çok yoğun bir acı yaşadığı bir dönemde Van Gogh doğanın yarattığı anlaşılması en zor fenomenlerden birini, hareketin ve ışığın gizemlerini zihninde birleştirmeyi ve tasvir etmeyi başardı.















Van Gogh’un resminde keşfedilen bu sırla beraber, bilimciler, türbülans olgusuna dair birtakım emareler bulabilme düşüncesiyle diğer izlenimci ressamlar üzerine de çalışmaya başladılar.















Ancak yapılan çalışmalar, Van Gogh'un başyapıtlarına kıyasla, diğer ressamların çalışmalarının matematiksel açısından pek de doğru olmadığını gösterdi.  
Edvard Munch'ün meşhur tablosu “Çığlık” bile bu açıdan “Yıldızlı Gece”nin yanına yaklaşamıyordu.
















4 Şubat 2017 Cumartesi

Sunflowers, 1889 Vincent van Gogh


Sunflowers, 1889 Vincent van Gogh


Bugün sizlerle aşama aşama yaptığım bu çizimi paylaşmak istiyorum. Amatör ve boya yetersizliği yüzünden pek iyi olmasada. Ama ondan önce bu çizmin hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

(Hollandalı ressam Vincent Van Gogh’a (1853-1890) ait. Ressam bu resmi yapmak için yaşadığı yer olan Paristen ayrılarak kışın dahi bol ve parlak ışık alan güney Fransa’ya yerleşmiştir. 37 yıl gibi kısa bir ömrü olan Van Gogh ölümünden bir yıl önce bu resmi yapmıştır. orjinal tablosu amsterdam van gogh museum‘dadır. resimde alegorik olarak hakikati ve ışığı (tanrıyı) takip etmeyi simgeleyen ay çiçekleri vardır. ressam sarı zemin üstüne chrome sarısıyla, usta fırça darbeleriyle, yer yer üç boyutlu gibi his veren dokularla, yeşil, sarı, kurumaya yüz tutmuş, vb şekillerde olan ay çiçeklerini aynı vazoda resmetmiştir. çok ustalık gerektiren bu resim, özentisizce ve fazla gayret gösterilmeksizin yapılmış gibi bir his uyandırmaktadır. dönemin resim ve sanat anlayışından çok uzakta olan bu tablo, hala sanat severler (ve talib-i hakikat ehli ) için çok değerlidir. Bir papazın oğlu olan Van Gogh uzun yıllar ay çiçeğiyle ilgili çalışmalar yapmıştır.






























2 Şubat 2017 Perşembe

OLIVER TWIST ( CHARLES DICKENS )


OLIVER TWIST (CHARLES DICKENS)
KARAKTER ANALİZİLERİ

OLİVER TWİST: Kitabın ana karakteridir. Oliver yetim bir çocuktur. Annesi o doğduktan hemen sonra ölmüştü.Oliver düşkünler evinde doğar ilk olarak yetimhaneye gönderilir daha sonra ise 9 yaşında kiliseye götürülür lakin çıkan kura sonucu Oliver az yemekten şikayetçi olacaktı. Oliver'ın şikayet etmesi üzerine o zamanlar ne kadar büyük bir suç ise çocuk mahkemeye çıkartılır ve 5 paunda birine çırak olarak verilmesi kararlılaştırılmıştı. Oliver çırak olarak gideceği yerde asıl serüveni başlar. Oliver akıllı, çalışkan ve yetenekli bir çocuktur. bunlar sayesinde bu kötü macerada mutlu sona kavuşur. Eee tabi her kitapta ki  gibi birazda şans her şeyi yoluna katacaktır.

Fagin (Yahudi), Düzenbaz, Sikes, Bill, Nancy ( Çete ): Oliver'a yardıma muhtaçken evlerine açan bu kişiler daha sonra onlara büyük bela olacaktır. Çünkü Fagin çok cimri bir çete başkanı ve bu çete bir yankesici çetesidir. Fagin çocukları kendi kötü emellerine alet eden bir insandır. diğerleri ise küçükken onun eline düşmüş ve onun tarafından acımasız yankesiciler olarak yetiştirmiştir. Ne yazı ki bu kitapta Nancy için çok üzüleceksiniz. Çünkü o bu çetenin aslında en masum ve çaresiz üyesi.

Mr.Borwnlon : Oliver'ı sahiplenen iyi kalpli bir adamdır. Oliver'ın bu adam sayesinde hayatı çok değişecek.
Miss Maylie ve Rose : bu iyi kalpli iki insan sayesinde Oliver'ın ölümden kurtulması ile beraber hayatı değişecektir. Onlar sayesinde oliver biraz daha mutlu bir hayata kavuşacaktır. Rose' nin bunda büyük katkısı vardır. Kitabın ilerleyen yerlerinde Oliver ve Rose'nin kardeş olduğu ortaya çıkar. Sevgili Rose'nin birde aşığı vardır buda teyzesi Miss Maylie'nin oğludur.
Morks: Oliver ' in ağabeyidir. Açgözlülüğü yüzünden Oliver'in başına onlarca iş  açar. Kısaca Morks hırsın ve açgözlülüğün bedene bürünmüş hali gibidir.









Kitabın Özeti

Oliver Londra' da düşkünler evinde dünyaya gelir. Fakat düşkünler evinde yapamayacağından dolayı yetimhaneye gönderilir.9 yıl burada kaldıktan sonra kiliseye hizmet için götürülür. Burada ki çocuklar arasında yemekler hakkındaki şikayeti belirtecek biri için kura çekilir ve ne yazık ki bu kuranın şansız ismi Oliver olur. Ve diğer gün 1 kase daha lapa isteyen Oliver'ı acımasızca yargılarlar. Oliver bir hafta karanlık bir odada kalır daha sonra ise birine 5 paunda çırak olarak verilmesi kararlaştırılır. Bu süreçte bir baca temizleyicisi Oliver'i çırak olarak almak ister lakin bu adamın birçok suçtan sabıkası vardır ve Oliver bu adama gitmez. Hakim de belgeleri imzalamayınca Oliver bu adamla gitmez. Daha sonra bir cenazeci gelir ve Oliver'ı çırak olarak almak ister. Oliver'ın başka çaresi yoktur oda o adamla gider. Cenazeci adam Oliver'i ahıtcı olarak yetiştirir. Çok çabuk öğrenen Oliver'ı ustası sevmeye başlar ve birbirleriyle kaynaşmaya başlarlar. Lakin evin temizlikçisi ve Noah denen çırak ustası ile Oliver'ın arasını bozmak için elinden geleni yapar. Ve Noah Oliver'ın annesinin kötü bir kadın olduğunu söyler. Normalde bu sözlere aldırış etmeyen Oliver'ın çok ağrına gider ve Noah'ı döver. Fakat yine suçlu Oliver olur dayak yer kömürlüğe kapatılır. Hangi çocuk annesinin kötü olduğunu kabul ederdi ki ? Buna dayanamayan Oliver Londra'ya kaçmaya karar verir. Ve ardına bakmadan koşmaya başlar. Yeterince uzaklaşınca bir çitin arkasında dinlenmeye başlar. Ve orada en sevdiği küçük arkadaşı Dick ile karşılaşır. Ona gideceğini söyler sarılır ve ayrılırlar. Oliver uzun süre yürür. 9 kilometre bir hafta boyunca çevredeki evlerden bir şeyler isteyerek zar zor ayakta duruyordu. Londra'ya ulaştığı zaman orada Düzenbaz diye bir çocukla tanışır. O çocuk onu bir eve götürür. Orada Fagin ve diğerleri ile tanışır. İlklerde sadece mendillerde ki imzaları çıkaran Oliver bu insanların bir yankesici çetesi olduğunu anlayamaz. İlerki günlerde ise Fagin ile çocukların oynadığı oyunlardan yavaş yavaş anlamaya başlar.  Ve Fagin onuda aralarına alır ve onada öğretmeye başlarlar. Bir gün çocuklarla yankesicilik yapmak için çıkarlar. Oliver aslında hiç yapmak istemiyordu. Ve yapamayacağını da biliyordu. Ayakları geri geri gidecekti neredeyse. O böyle düşünürken çocuklar çoktan kitapçının önündeki kitap okuyan yaşlı adamı gözlerine kestirmişlerdi. Adama doğru yaklaşırken Oliver onları karşıdan izliyordu.Yaptıkları sonucunda taş gibi kalan Oliver onlar kaçarken put gibi orada duruyordu. Sonra soyulduğunu fark eden adamın telaşını görünce korkan Oliver koşmaya başlar. Yaşlı adam haliyle onu hırsız zanneder ve bağırmaya başlar: - O çocuk hırsız yakalayın onu ! diye. Halk sanki bu anı bekliyormuş gibi işi gücü bırakır ve Oliver'ın peşinden koşmaya başlar.Halk Oliver'ı yakalayınca ona sert yumruklarla ve tekme ile karşılık verir. Ve buna dayanamayan Oliver bayılır. Polisler gelip onu götürür. Mahkemeye çıkartılır. Yaşlı adam nedense onun suçsuz olduğuna gönülden inanır ve onu kurtarmak ister. Sonlara doğru ise kitapçı her şeyi gördüğünü ve Oliver 'ın suçsuz olduğunu söyler böylece Oliver kurtulur. Kendini suçlu hisseden yaşlı adam onun bakımını üstlenir evine götürür. Bakıcı kadın onu temizler ve hastalığı boyunca yanında olur. Düzelince yaşlı adam ona yeni elbiseler alır derdini onla paylaşır ve ona güvendiğini söyler. Haliyle Oliver çok mutlu olur. Daha sonra MR. Brownlon onu kitapçıya gönderir. Maalesef yolda onu gören çete üyesi Nancy fırsattan istifade hemen çocuğu kaçırır ve o cehenneme geri götürür. Oliver'ı bulan Fagin bu sefer onu aralarından biri yapmaya kararlıydı. Gel zaman git zaman büyük bir hırsızlık planlayan Fagin ve Sikes Oliver'i bu plana dahil eder. Nancy yaptıklarından çokça pişman olduğu için onu götürmek istemez lakin başka seçeneği yoktur. Oliver'ı Sikese götürür ve hırsızlık için yola çıkarlar. Hırsızlık yapacakları eve giderken bir çok aksaklığın üzerine plan bozulur ve kaçmaya başlarlar. Kaçarken aralarından biri vurulur ve maalesef ki bu bizim küçük Oliver' dı. Hırsızlar vicdanları ile beraber Oliver'ı orada bırakarak kaçarlar. Oliver kendi kendine sürünmeye başlar. Çit kapısının açık olduğu bir evin kapısından girer ve yarı yolda hırsızlık yapacakları ev olduğunu anlar fakat artık çok geçtir. Kapının zilini çalan Oliver uzun zaman sonra evin içine alınır. Hizmetliler yani onu vuran adam onu  olduğunu anlar ve evin hanımına söyler. Lakin Rose denen kız Oliver'ın çok kötü halde olduğunu eğer polisler onu götürür öleceğini anlamıştı. Ve nedensiz bir şekilde böyle güzel bir çocuğun hırsız olabileceğine inanmıyordu. Bir yolunu bulup doktor ile onu bu işten kurtardılar ve o iyileşene kadar ona çok iyi baktılar. Düzelince bu insanlara minnettar olan Oliver sevincini dile getiremiyordu. Onlar için her şeyi yapacağını söylüyordu. Rose ise teyzesinin onu yazlıkta beklediğini ve orada düzelince yapabileceğini söyleyip yola çıktılar. Yazlığa ulaşınca burada bahçıvanlık yapmaya başlar. Maalesef ki o sıralarda sevgili Rose çok kötü hastalanır ve bu süreçte her gün ona çiçek götürür. Rose' nin aşığı aynı zamanda teyzsenin oğlu gelir. Ve o sırada Oliver çete üyelerini görür ve bağırmaya başlar. Evdeki tüm erkekler koşmaya başlar lakin çok geç kalırlar. Daha sonra sevgili Rose iyileşince tekrar Londra'ya gidince Oliver minnettar olduğu fakat kaçırıldığı için bakıcısından ve yaşlı adamdan ayrıldığı için  çok mutsuzdu tekrar onları görmek istiyordu. Bu gidişle beraber her şey çorap söküğü gibi çözüle dursun o sıralarda kardeşi Monks'un neler yaptığını anlatayım biraz. Monks annesinin vasiyeti bir kadına yani Sally bıraktığı öğrenir ve her yerde onu aramaya başlar o sırada yetimhane müdürü bayan Man'ın yanında öldüğünü ve ona birkaç şey söylediğini öğrenir. Ve onları aramaya başlar kocasını bulur. Kocası eşini götüreceğini söyler  ve onu yanına götürür ve Monks  tüm delileri yok edip paragöz karı kocayı 25 altın ile susturur. Biz geri dönelim Rose ve Oliver'a yaşlı adamı bulur ve onun evine gideler. Yaşlı adam ve bakıcısı Oliveri gördüğüne çok sevinir ve Rose ve yaşlı adam konuşmaya başlar. Rose çete  üyelerinden birinin geldiğini bunların hepsini monks diye bir adamın başının altından çıktığını ve Oliver'a kötülük 
yapmak için elinden geldiğini yaptığını tek tek adama anlatmıştı bunu duyan yaşlı adam bu işi çözmek için işe koyulur ve kızı görmeye giderler. Kız Rose'ye her gün gece on birde onu köprüde bulabileceğini söylemişti. Nancy köprüye giderken izlenildiğini bilmiyordu. Rose, yaşlı adam ve Nancy buluşunca gerekli olan bilgilerini verdikten sonra çete üyelerinden onu bir yerde sıkıştırıp öldürdü. Zavallı Nancy oysa onların iyiliği için ne çok şey yapmıştı. Rose ve yaşlı adam Nancy sayesinde artık Monks'u bulabileceklerdi. Monks'u buldular ve onu sorguya çektiler. Yaşlı adam ne tesadüfki Monks'u tanıyordu. Monks ve Oliver kardeşti. Yaşlı adam bildiklerinide birleştirip tüm gerçekleri ortaya döküp Monks'u kapana kıstırmıştı. Artık her şey kafasında yerinde oturuyordu. Monks ile yapılan anlaşmaya göre Oliver'a hakkını verecekti onlarda onun kaçmasına izin verecekti fakat o kaçmadan önce diğer üyelerin yerinide söylemek üzere burada bekleyip onlar yakalandıktan sonra gitmesini söyledi yaşlı adam. O sırada Oliver ve onun yardımı için uğraşan herkes Monks'un yanında toplandılar tüm gerçekler ortaya dökülür.Rose ve Oliver kardeştir. Monks Oliver'ın erkek kardeşiydi. Ve Oliver artık fakir degildir. İçlerinde en çok sevindiği şey ise Rose'nin kız kardeşi olmasıdır.

Çete üyelerinin sonlarına gelince; Fagin evinde yakalandı ve tüm suçları kanıtlandıktan sonra idam cezasına mahkum edildi. Sikes ise evlerini polisler basınca kaçarken çatıdaki ipe boynu geçti sonra ise ayağı kayıp düştü ve boğularak öldü. Yetimhane' nin müdürü ve eşi gelince onlar Monks'a verdikleri bilgileri ve eşyaları inkar ettiler ve sonra iki şahit onun yalanı ortaya dökünce bayan Man ve eşi görevinden alındılar. Artık ikisi de yoksuldu, boşanmışlardı. Diğer iki çete üyesi ise kaçmayı başarmıştı. Sonradan çeteye üye olan Noah Fagin' in mahkemesinde doğruyu söylediği için beraat etti ve istediği sıradan bir iş verildi.  

  Fagin idam edilmeden önce onu ziyaret eden Oliver Monks'un belgeleri nerede sakladığını öğrenir. Rose ve aşığı aralarındaki tüm engelleri aşıp evlenir. Maalesef Oliver'in en sevdiği küçük arkadaşı Dick ölmüştür. Hikayenin sonunda ise Oliver yaşlı adam Mr. Brownlon himayesi altında onunla beraber yaşamaya başlar. 


Hikayede en sevdiğim yerler ;

'Kısacası kurnaz Yahudi, çocuğu avucunun içine yavaş yavaş alıyordu. Böyle kasvetli bir yerde, karanlık ve yalnızlık içinde kalacağına kendisinin ona sunduğu seçenekleri tercih edilecek bir şey olduğuna ikna etmiş gibiydi. Şimdi de ruhunu karartacağını ve bir daha çıkmayacak bir boyayla boyayacağını bildiği zehri yavaş yavaş içine akıtmaya başlıyordu.'

"Bir Türk yüzünü iyice yıkadıktan sonra Doğu'ya çevirir ve duasını okur, bizimkilerse somurtarak dünyaya sürter yüzlerini sonra da aynen onlar gibi düzgün aralarla cehennemin karanlığına çevirirler. Hristiyan mı olmak istersin yoksa Müslüman mı deseler, Müslüman olmak isterim."

' Ne demek istiyor bu çocuk?' diye bağırdı Bay Bumble. ' Sevgimi Oliver Twist'e bırakmak istiyorum. Kendisine, tek başıma kaç kere onu düşünerek ağladığımı söylemenizi istiyorum. Yine söyleyin ki, küçük yaşta öldüğüme sevindiğimi, çünkü büyüyüp adam olacak olsaydım, ihtiyarlasaydım, belki cennetteki kız kardeşim beni unutur, ya da bana benzemeyebilirdi, hem orda ikimizde çocuk olursak, daha iyi olacağını söyleyin' dedi Dick.

' Bir hayal kırıklığı dünyasıdır bu. Ve bizi çok sevindirecek ümitlerimiz gerçekleşmez . Zavallı Dick ölmüştü! '

Hikaye ilgili benim yorumum :

 Küçükken çocuk kitabını okumuştum bu romanın. O zaman da çok etkilenmiştim. Charles Dıckens zaten normalde de  toplum hikayelerinden bahsedermiş. Kitabı okurken yetimhanedeki çocuklara nasıl davranıldığı, çocukların hayallerinin nasıl ellerinden alındığı üstüne üstelik yaşamak için bir sebepleri olmayan bu çocukların kendilerini ölüm ile avutması kitabı okurken beni çok etkiledi. 
  Çete üyelerinden Nancy'in hikayesi de beni çok etkiledi. Bir insan nasıl olurda kendine bunca kötülük yapan insanların iyiliğini düşünür veya nasıl iyi bir yaşamı kendisini hiç sevmeyen gözünü bile kırpmadan onu öldüren bir adam için vazgeçer hayla anlayamıyorum.



   Son olarak hikayedeki iyi karakterler her zaman içimizde olan nadir iyi insanları anımsattı bana. Onlar her zaman farklı zamanlarda bizim içimizdeler. Yakın zamanda gördüğümüz şehit Fethi Sekin gibi.


Bu özetimi '' http://www.edebiyatimiz.com/ '' sitesinde bulabilirsiniz.